top of page
Prostat büyümesinde embolizasyon tedavisi.

Prostat büyümesinde (BPH) cerrahi yöntemler

BPH da hangi tedavi seçenekleri vardır?

BPH da en çok uygulanan yöntemler ilaç tedavisi ve ameliyattır. Başlangıçta, çoğunlukla ilaç tedavisi denenir. Ancak, hastaların önemli bir kısmında yakınmalar zamanla artar ve ameliyat gerekli olabilir. BPH da en sık uygulanan ameliyat TURP işlemidir (Transüretral prostat rezeksiyonu). Bu işlemde, üretradan (idrar kanalı) ince bir boruyla girilerek prostata ulaşılır ve kanalı daraltan prostatın orta kısmı tıraşlanarak dışarı alınır. TURP ameliyatını takiben hasta birkaç gün hastanede kaldıktan sonra evine gidebilir. TURP, prostat şikayetlerini gidermede oldukça başarılı bir yöntemdir, ancak bazı yan etkileri vardır. Bunların içinde en sık rastlananı retrograd ejekülasyondur. Retrograd ejekülasyon, orgazm sırasında meni sıvısının penisten dışarı çıkması yerine mesaneye geri akmasıdır. Mesanede biriken meni bir sonraki işeme sırasında idrarla birlikte dışarı atılır. TURP sonrası sık rastlanan bir diğer yan etki de kanamadır. Kanama, işlemden sonra gittikçe azalmakla beraber bazan haftalarca devam edebilir.

Bu iki sık rastlanan yan etki dışında, TURP ameliyatından sonra daha nadiren de olsa aşağıdaki problemler gelişebilir:

  • Empotans: Bazı hastalarda TURP sonrasında ereksiyonda azalma görülebilir. Bu durum işlem öncesinde ereksiyon problemi olanlarda daha sık rastlanır.

  • İdrar tutamama: TURP sonrasında, devam eden mesane sorunlarına ya da operasyon sırasındaki sfinkter kaslarındaki hasara bağlı olarak idrar tutma sorunları oluşabilir.

  • Üretra darlıkları: TURP sonrasında üretrada oluşan nedbe dokusu sonradan daralma yapabilir ve hastada yeniden idrar yapma zorluğu oluşabilir. Bu durumda darlıkları üretradan özel yöntemlerle genişletmek gerekebilir.

  • İnfertilite (kısırlık): Retrograd ejekülasyon oluşursa cinsel ilişki sırasında meni dışarı çıkmadığından normal yolla hamilelik mümkün değildir.

Prostat çok büyümüşse, yani 75-80 gramın üzerine çıkmışsa bu durumda TURP genellikle yeterli olmaz. Bu tür hastalarda önerilen yöntem "açık prostatektomi" ameliyatıdır. Bu ameliyatta genellikle karnın alt kısmından bir kesi yapılarak prostatın büyük bir kısmı alınır. Açık prostatektomide, prostat büyümesine bağlı yakınmalar ortadan kalkabilir, ancak enfeksiyon, kanama, empotans ve idrar tutamama gibi yan etkiler daha fazla görülür. Sonuç olarak hem TURP ameliyatında hem de açık prostatektomi ameliyatında ciddi komplikasyonlar gelişebilmektedir ve bu komplikasyonları azaltabilmek için ürologlar ve girişimsel radyologlar tarafından bazı alternatif yöntemler geliştirilmiştir. 

Ürologların yaptığı alternatif müdahaleler:

TURP'ta en büyük sorun, cerrahın üretra, sperm kanalları ve sfinkterler gibi önemli yapıların bulunduğu prostat dokusunu parçalayarak çıkarmasıdır. Bu travmatik operasyon sonucunda bu yapılar bozulur ve retrograd ejekülasyon, üretra daralması, iktidarsızlık, idrar kaçırma gibi önemli komplikasyonlar gelişebilir. Bu travmayı azaltmak amacıyla ürologlar tarafından aşağıdaki müdahaleler geliştirilmiştir: ​

1. Lazer prostat eksizyonu:

Bu tedavide aslında standart TURP işlemi çeşitli lazerler kullanılarak yapılmaktadır. Bu amaçla Holmium lazer, Green light lazeri, Yag lazer ve diyot lazer dahil olmak üzere birçok lazer türü kullanılmaktadır. Lazer eksizyonunda, standart TURP'ta olduğu gibi prostat dokusu mekanik olarak kesilmek yerine yakılıp buharlaştırılarak parçalanır. Bunun sonucunda kanama daha az olur ve hastanede kalış süresi biraz kısalabilir. Ancak sperm kanalları, üretra ve sfinkterler de dahil olmak üzere prostat dokusu hala travmatik olarak tahrip olduğundan, TURP'un komplikasyonları olan retrograd ejekülasyon, üretral daralma, iktidarsızlık ve idrar kaçırma gibi sorunlar bu yöntemde de ortaya çıkar. ​

2. Basınçlı suyla ablasyon (Aquablasyon):

Bu işlemde, prostat dokusu kesilmek yerine yüksek basınçlı su infüzyonu ile mekanik olarak parçalanır. Termal bir etki olmadığından işlem prostat dokusunda daha az travma oluşturur. Ancak prostat dokusu yine de mekanik olarak parçalanmış olur ve bunun sonucunda retrograd ejekülasyon, üretra daralması, iktidarsızlık, idrar kaçırma gibi yan etkiler daha az da olsa görülmektedir. ​

 

3. Ürolift (Zımbalama):

Ürolift işleminde, üretraya ve prostatın dış yüzeyine cerrahi olarak birkaç metal dikiş atılır. Bunun sonucunda üretra etrafındaki prostat sıkışır ve daralmış olan üretra genişler. Bu işlem kısa vadede etkili olsa da uzun vadede dikişlerin kopması veya dikişlerin arasında prostat dokusunun yeniden büyümesi nedeniyle belirtiler tekrar ortaya çıkabilir. Ayrıca prostatın 80 gramdan büyük olması veya BPH'nin medyan lob hipertrofisinden kaynaklanması durumunda bu işlem etkili olmayabilir.​

 

4. Rezum (buhar ablasyonu):

Bu işlem, periprostatik dokunun parçalanarak alınması yerine içeride öldürülmesine (ablasyon) dayanan bir yöntemdir. Geçmişte, TURP'ta olduğu gibi prostatın mekanik olarak çıkarılması yerine, yan etkileri azaltmak için üretra çevresindeki prostat dokusunun ablasyonla öldürülmesinin daha az travmatik olabileceği düşünülmüş ve bu amaçla ısıtma (mikrodalga, RF) veya alkolle ablasyon gibi yöntemler denenmiştir. Rezum'da bu, üretranın delinmesi ve üretranın etrafındaki prostat dokusuna sıcak buhar püskürtülmesiyle yapılır. Doku ısınarak tahrip olur ve zamanla büzülür. Bu büzülme, üretranın kademeli olarak genişlemesine ve semptomların iyileşmesine neden olur. ​

 

Periprostatik dokunun ablasyonu TURP ameliyatına benzer etki gösterir ancak yan etkiler daha azdır. Rezum'un da TURP işlemine göre daha az yan etkiye neden olduğu bildirilmiştir. Bununla birlikte, rezum prosedürünün iki önemli zayıflığı vardır: birincisi, üretranın bir iğne ile birden fazla kez delinmesiyle travmatize edilmesidir ve ikincisi, ameliyat sırasında doktorun üretranın içini görebilmesi ancak buharın verildiği üretranın çevresini görememesidir. Dolayısıyla, buharın hangi bölgeye ne şiddette verildiği görülememekte ve işlem yeterince kontrollu olamamaktadır.  Ayrıca prostat dokusunun yüksek sıcaklıklarda ısıtılması üretra, sperm kanalları ve sfinkterler gibi yapılar için oldukça travmatik olabilir. Bu nedenlerden dolayı Rezum işlemi yine de TURP da görülen komplikasyonlara açık olabilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 ​ ​ ​

 

​Girişimsel radyologların yaptığı alternatif müdahaleler:

Bu işlemler, görüntü kılavuzluğunda minimal invaziv prosedürler konusunda uzmanlaşmış girişimsel radyologlar tarafından yapılır. En yaygın prosedür embolizasyondur. Daha az bilinen ancak daha umut verici olan diğer işlem ise perkütan kriyoablasyondur. Bu tedaviler genellikle lokal anestezi ve bilinçli sedasyon ile yapılır ve penise, üretraya, sperm kanallarına ve sfinkterlere herhangi bir travma oluşmaz. Bu nedenle retrograd ejekülasyon, impotans, inkontinans ve üretra daralması gibi komplikasyonlar görülmez.

TURP ameliyatında retrograd ejekülasyon, impotans, idrar kaçırma gibi komplikasyonlar görülebilir.
Prostat lazer işleminde de TURP ameliyatının yan etkileri ortaya çıkabilir.
Aquablasyonda, TURP işlemi basınçlı su ile yapılır ve benzer komplikasyonlar görülebilir.
Ürolift tedavisinde, prostat dokusunda yeniden büyüme ve tel sütürlerin kopması görülebilir.
Rezum tedavisinde, üretranın iğnelerle delinmesi ve kontrolsüz olarak verilen buhar yan etkilere yol açabilir.
Embolizasyon tedavisinde yan etkiler çok azdır ancak tedavi etkinliği daha sınırlıdır.

Kanserde Girişimsel Tedavi Yöntemleri

Prof. Dr.Saim Yılmaz

0850 255 24 23

 Danışma formu 
BAYRAK 01.jpg
1280px-flag_of_the_united_kingdom.svg.pn
bottom of page