Prostat biyopsisi, kanda PSA (Prostat Spesifik Antijen) testi yüksek olan ya da görüntüleme yöntemleriyle prostatında şüpheli bir kitle saptanan erkeklerde prostat kanseri olup olmadığını anlamak amacıyla yapılır.
PSA düzeyi yüksek olan kişilerde klasik yaklaşım, önce makattan elle muayene yapmak sonra da makattan prostat biyopsisi yapmaktır. Elle muayenede prostat kanserlerinin küçük bir kısmı hissedilebilir, şüpheli bir bulgu varsa biyopsi yapılarak tanı konabilir. Klasik prostat biyopsisi, makattan yerleştirilen bir ultrason probuyla prostatı görerek ancak tümörü görmeden, prostatın çeşitli yerlerinden rasgele parçalar (6-12 tane) alınarak gerçekleştirilir. Daha sonra bu parçalar patolojide incelenir ve hem kanserin var olup olmadığı söylenir hem de Gleason (Glison okunur) skoru denen bir derecelendirmeyle tümörün büyüme hızı değerlendirilir. Bunun için, patolog alınan her parçaya, tümörün normal dokudan farklı görünme derecesine göre 1-5 arasında değişen bir puan verir. Daha sonra da en sık rastlalan iki puanı toplar. Bu yüzden Gleason skoru 4+3, 3+5, 4+5 gibi ikili değerler şeklinde verilir ve bu değerlerin toplamı pratikte 5-10 arasında değişir. Gleason 5 en yavaş, Gleason 10 ise en hızlı (agresif) tümör tipini gösterir.
Prostat kanserinde Gleason skoru tümörün derecesini (grade) gösterir ve tümörün büyüme hızı ve metastaz yapma ihtimali konusunda fikir verir. Tümörün vücuttaki yaygınlığı ise tümörün evresi ile belirlenir ve PET-CT, tomografi ve emar gibi görüntüleme yöntemleriyle ortaya konur. Diğer birçok kanserde olduğu gibi, prostat kanseri de 4 evreye ayrılır; evre 1 ve 2 de tümör prostata sınırlıdır, evre 3 de tümör prostat dışına ya da bölgesel lenf düğümlerine sıçramıştır. Evre 4 de ise uzak metastaz (genellikle kemiklere) vardır.
Prostat kanserinin klasik tanı yöntemlerinde bazı problemler vardır:
1. Diğer organlarda, örneğin karaciğer ve akciğerde, önce ultrason, tomografi ve emar gibi yöntemlerle "şüpheli" bir kitle saptanır ve sonra görüntüleme rehberliğinde yapılan bir biyopsi ile tanı konur. Oysa prostatta, tümör genellikle görülmez, bu nedenle kanser şüphesi fazla (PSA yüksek) olan hastalarda, prostattan körlemesine alınan biyopsilerle tanı konulmaya çalışılır. Prostat, vücudumuzda "kör" biyopsi ile tanı konulan tek organdır.
2. Körleme alınan prostat biyopsilerinde, prostat kanserlerinin yaklaşık 1/3 ü atlanabilir. Ayrıca, vakaların yaklaşık 1/4 ünde Gleason skoru gerçekte olduğundan daha düşük bulunur, yani tümör olduğundan daha az agresif görünebilir, bu da tedavinin gecikmesine ya da yapılmamasına neden olabilir.
3. Birçok hastada, PSA yüksek olduğu halde biyopsi normal gelebilir. Bu durumda, biyopsi daha fazla kadrandan ancak yine körlemesine olarak tekrarlanır. Ancak tekrarlayan çok sayıda biyopsiler kanama ve enfeksiyon gibi problemlere yol açabilir. Bazı durumlarda, biyopsi makatın içinden değil, anüs ile penis arasındaki "perine" adı verilen bölgeden yapılır. Satürasyon biyopsisi adı verilen bu yöntemde, perineye yerleştirilen bir kalıptan yararlanılarak eşit aralıklı deliklerden çok sayıda iğne biyopsisi yapılır. Bu yöntem, klasik körleme biyopsiye göre kanserin saptanmasında daha üstündür, ancak çok sayıda delikten iğne biyopsisi yapmayı gerektirir.
Prostat kanserinde modern biyopsi yöntemleri
Prostat kanseri normalde radyolojik görüntüleme yöntemleriyle görülemezken, emar görüntülemede son yıllarda yaşanan gelişmelerle, prostat kanserini erken evrede saptamak ilk kez mümkün hale gelmiştir. Özellikle yeni emar cihazlarında, "multiparametrik emar" adı verilen bir teknikle prostat kanseri hastaların yaklaşık %80 inde tümör erkenden saptanabilmektedir. Emar'ın gösteremediği kanserlerin de daha çok yavaş ilerleyen ve klinik önemi daha az olan kanserler olduğu düşünülmektedir. Emar ile saptanan bu tümörlere daha sonra "körleme" değil "görüntüleme rehberliğinde" biyopsi yapılabilmekte ve hastaya çok daha az iğne batırılarak daha doğru tanı konabilmektedir. Görüntüleme rehberliğinde prostat biyopsisi, direkt olarak emar cihazında yapılabildiği gibi, emar görüntüleri ultrason görüntüleriyle birleştirilerek (füzyon görüntüleme) ultrason cihazlarında da yapılabilmektedir.
Emar ın prostat kanserini hem de erken evrede gösterebilmesi, prostat kanserinin hem tanı hem de tedavi yöntemlerini dramatik olarak değiştirmiştir. Günümüzde dünyadaki bir çok merkezde hala klasik yaklaşımlar uygulanmaktadır. Ancak bir çok gelişmiş merkezde, prostat kanserinde makattan yapılan körleme biyopsi terkedilmiştir. Bu merkezlerde, PSA sı yüksek olan hastalara önce bir multiparametrik emar yapılmakta ve şüpheli bir kitle saptanırsa körleme değil görüntüleme eşliğinde biyopsi yapılmaktadır. Eğer emar normal çıkarsa hasta rutin takibe alınmakta ve belli aralıklarla emar tekrarlanarak izlenmektedir.